Aldığımız
her nefeste, tüm renkleri, sesleri, sözleri… içinde barındıran öyle güzel bir
coğrafyada yaşıyoruz ki, bazen bunun ne kadar değerli olduğunu unutabiliyoruz.
Aslında içinde yaşıyoruz da cennetin, farkına varamıyoruz çoğu zaman.
Göremiyoruz belki de yokluğunu bilmeden varlığının ne kadar değerli olduğunu;
bahçelerimizin, denizlerimizin, insanımızın, dört mevsimin… kapılıyoruz da
zamanın getirdiklerine unutuyoruz geçmişte var olanların kıymetini. Aslında
çoğumuzun sözlerinde zaman geçtikçe “Anneannemin yaptığı marmelatlar” ya da
“eskiden sebze ve meyvelerin lezzeti başkaydı” yer alıyor da ama yine de yeni
nesil alışveriş kültürünün etkisinden vaz geçemiyoruz. Hızlı tüketilen
yiyecekler, mevsimi dışında üretilen sebze meyveler ya da paketlenmiş ürünlerle
paketlediğimiz hayatlarımız. Her şey hızla geçerken hızlıca tüketiyoruz en
değerli şeyimizi, zamanı, ‘zamandan tasarruf
edelim’ derken…
İşte
dünyada buna “Dur!” diyen,
Türkiye’de de özellikle son yıllarda oldukça yaygınlaşan harika bir akım var
“Slow Food” yani “Yavaş Yemek”. Slow Food, 1986 yılında McDonald's Roma’da
ilk defa açılmasına karşı İtalyan gazeteci Carlo Petrini’nin bir grup ile bu
olaya protesto etmesi üzerine kurulmuş bir akımdır. Slow Food´un felsefesi kısaca.. :
Fast Food´a ve hızlı yaşama karşı koymak; unutulmuş geleneksel
yiyecekleri tekrar yaşatmak, usulüne uygun olarak yiyecekleri imal edip, besin
üreticilerine çalışmaları için adil olan ücreti temin edebilmektir. Yani Slow Food, iyi, doğru, temiz, adil yemek yemektir. Bu akım edindiği bu
prensiplerle bugün yaklaşık 150 ülkede 100.000
in üzerinde destekçisi ile endüstriyel gıdalara ve beslenme biçimlerine karşı
mücadele veriyor.
Hayatımız,
zamanımız, sağlığımız, yerel üreticinin emeği o kadar değerli ki… Aslında Slow
Food gibi hareketler bize sadece bunları göstermekle kalmıyor unuttuğumuz
değerleri de hatırlatarak, yaşadığımız dünyayı, yaşadığımız coğrafyanın değerini
bize tekrar tekrar hatırlatıyor.
“Kalbinizden Sevgi, Tırnaklarınızın
Arasından Toprak Eksik Olmasın!!”
Not:
bu yazıda kullanılan bilgiler 2011 yılında yazdığım “Anneannemin Bahçesinden
Slow Food’a “ isimli yazıdan alınmıştır: https://yesilgazete.org/blog/2011/10/22/anneannemin-bahcesinden-slow-fooda-ergul-akyurek/
- Fotoğrafların çoğu 2011 Viyana'da Slow Food üzerine yapılan bir etkinlikten.
- En baştaki fotoğraf ise şu adresten alınmıştır: