“Birbirimizin
yüzüne bakalım”
En
son ne zaman birbirimizin yüzüne baktık ya da hiç tanımadığımız birine
gözlerimizi kaçırmadan ‘merhaba’ dedik. Bu kelimeler çağdaş insan için artık o kadar uzak ki, sesler bir
ekranın soğukluğundan yayılıp başka bir ekrana ses olamadan kitleniyor, içte
kitli kalanlar ise ekranda hep gülen karelere dönüşüyor, belki de koca bir
çığlıkken. Oradan seviyor, oradan bağırıyor, oradan gülüyor, oradan sesleniyoruz…
herkese, her şeye… oradan gördüklerimize inanıyor belki de ona göre
şekillendiriyoruz hayatımızı, dünyamızı, dünyayı… Facebook, Twitter, Instagram’da
gördüğümüz bir görüntü tamamen bakış açımızı değiştirirken, ufacık bir yorum
birilerine düşman olmamıza neden olabiliyor; yazılarımızla, paylaşımlarımızla ise
birbirimize savaş açabiliyoruz.
Bu
durum 1.Dünya Savaşı sırasında ise duvarlara asılan afişlerle sağlanıyordu.
Aslında bu afişler daima belirli bir anın elçisi görevini üstleniyordu. Belirli
bir dönemde bunu hükümetler duvar gazetesi için kullanırken farklı zamanlarda
ise isyancıların kullandığı bir araca dönüşüyordu. Savaşla birlikte ise
kullanımı oldukça artan bu afişler zamanla devletlerin propaganda enstrümanı
haline geldi. Devletlerin öncelikle böyle bir düşüncesi yoktu ama zamanla
toplum psikolojisi üzerinde etkilerini fark etmeleri üzerine bu durum ‘Duvarda
Savaş’a dönüştü. Ve bu afişler tüm ülkelerde her zaman tarihsel bir kaynak
oluşturacak olan en iyi sanatçıların hazırladığı birer sanat eserine.
Günümüzde
ise sanal duvarlarımızda savaşlarımız devam ediyor, birbirimizin yüzüne
bakmadan; Sokaklar ise boş.
·
Kaynak olarak 2015 yılında Viyana
Üniversitesi’nde yapılan ‘Krieg an der Wand’ sergisi kullanılmış. Detaylı
bilgiye ise şu adresten ulaşabilirsiniz. https://de.wikiversity.org/wiki/Ausstellung_Krieg_an_der_Wand
http://www.plakatmuseum.at/WederKriegnochFrieden.pdf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder