20 Haziran 2015 Cumartesi

SANATIN GÜCÜ



                                                             (Picasso`nun Guernica`si)
5 Şubat 2003 yılında Colin Powell New York’taki Birleşmiş Milletler binasında Irak Savaşı üzerine basın toplantısı yaparken arkasındaki duvar büyük bir örtüyle kapatılmıştı, örtünün arkasında ise tüm dünyada savaş ve faşizm karşıtı, barış yanlısı düşüncelerin sembolü olmuş İspanyol sanatçı Pablo Picasso`nun (1881-1973) İspanya iç savaşı sırasında Alman uçakları tarafından bombalanan Guernica şehrini anlattığı “Guernica” tablosunun bir kopyası vardı. II. Dünya Savaşı sırasında bir Alman general Picasso’ya “Bu resmi siz mi yaptınız?” diye sorduğunda Picasso “Hayır, siz yaptınız” diye cevap vererek belki de bir sanat eserinin göründüğünden çok daha öte, bir örtünün arkasına saklanamayacak kadar da gerçek olduğunu anlatmıştı. 
Öyle ki; insanın varoluşuyla başlayan sanat, mağara duvarlarından çıkıp sokak duvarlarına kadar uzanan uzun bir serüven; Ludwig van Beethoven’ın notalarında, Francisco de Goya Lucientes’in dönemin toplumsal ve politik olaylarını anlattığı Los Caprichos gravürlerinde, Gustave Courbet’ın fırçasındaki özgürlük inancında, Käthe Kollwitz’in ezilen Silezyalı dokuma işçilerini anlattığı oyma baskılarda, Banksy’nin spreyinde…
(Joseph Beuys – “Süpürmek”)
Ki 1789 Fransız İhtilali’nin özgürlükçü anlayışıyla gelenekselden kopup güncel konuları yapıtlarına yansıtmaya başlayan sanatçılar, Picasso’nun da yaşamış olduğu dönem olan 20. yüzyıla gelindiğinde savaşların, ekonomik krizlerin, çevre felaketlerinin etkileriyle toplumsal ve politik olaylarda daha da aktif rol oynamış; sanatta yapılan çok sayıda deneysel çalışma sanat kavramında genişlemeye neden olmuştu. Nitekim 20. yüzyılın önde gelen devrimci sanatçılarından biri olan Joseph Beuys (1921-1986) “Yegane devrimsel güç, yaratıcılığın gücüdür […]” demiş, hasta dünyanın sanatla daha sağlıklı bir ortama dönüşeceğini dile getirmişti.
(JR – “Yüz Yüze” Projesi)
Örneğin; 1 Mayıs 1972 tarihinde özgürlüğün herkes icin eşit olması gerektiğini savunan Beuys sosyal eşitsizliğe karşı “Süpürmek” isimli bir çalışma yaptı: Batı Berlin`deki 1 Mayıs gösterileri için iki yabancı öğrencisiyle Karl-Marx Meydanı’na giden Beuys, eylem sonuna kadar bekleyerek tüm meydanı süpürmüş ve kalıntıları galeride sergilemişti. Ona göre sanat eylemi izleyicide içgüdüsel dönüşler yapmalı, sembollerle yeni düşünceler ortaya çıkarmaya çalışmalıydı. Aynı zamanda “Her insan sanatçıdır” diyen Beuys, özgürlüğün ancak insanın bu yaratıcı gücünü keşfetmesi ve eyleme geçirmesiyle gerçekleşeceğini belirterek sanatçı ile izleyici arasındaki çizgiyi ortadan kaldırmıştı. Günümüze yaklaştıkça özellikle tüketimdeki artış, teknolojinin hızla ilerlemesi… vs. sanatta farklı ifade şekillerinin ortaya çıkmasına neden oldu; Sokak Sanatı, Grafiti, Happening, Performans Sanatı bu yöntemlerin kullanıldığı sanat çeşitlerinden sadece birkaçıdır. 
(JR – “Yüz Yüze” Projesi)
Mesela; geçtiğimiz günlerde ülkemize, 2008 yılında başlatmış olduğu “Şehrin Kırışıklıkları” isimli projesi için gelen Fransız sokak sanatçısı, fotoğrafçı JR, dünyadaki problemleri vurgulamak için hazırladığı projeler ile Sokak Sanatına verilebilecek en iyi örneklerdendir. 2007 yılında Orta Doğu’daki savaştan etkilenip bu bölgeye giden JR, İsrail ile Filistin’i ayıran duvara burada yaşayan insanların birlikte fotoğraflarını yapıştırarak, birbirlerine ne kadar da benzediklerini ortaya koymaya çalışmış; sanatıyla bu bölgeye kısa süreliğine de olsa sokaklarda asıl dolaşması gereken şeyi “Barışı” getirmişti. Dünyada bugün sanatın bu inanılmaz gücünden korkanlar ise onu örtülerle, boyalarla, yasaklarla engellemeye çalışmış olsa da sanat, duvarları örenlere karşı duvarları yıkarak yoluna devam etmektedir… 
Ergül Akyürek
Not: Yukarıdaki bilgiler için Remzi Kitabevi`nden yayımlanmış E.H. Gombrich`in “Sanatın Öyküsü” kitabından ve http://www.kritische-kunst.org/pdfs/kunst_und_protest.pdf sitesindeki çalışmadan yararlanılmıştır.anılmıştır.

Hiç yorum yok: