5 Ekim 2016 Çarşamba

Tünelin Sonunda Işık Yoksa Tünelin Başındaki Işık Sen Ol!



Şu küçücük dünyadan her dakika, her saniye bir sürü ses yükseliyor, dağılıyor şu uçsuz bucaksız koca evrene... Sesler o kadar yüksek, o kadar fazla ki duyamıyoruz derinlerimizdeki bizin sesini... Ne kadar çok, aslında bir o kadar da azız.. Hep sorularımız var, dünyaya, insanlığa, kendimize… ve tabii ki hiç alamadığımız cevaplar: Nedir insan? Nedir kadın ya da erkek? Nedir şu hiç cevabını bulamadığımız insanlık? Herkesin her şeye söyleyecek sözü, tavrı, kuralları, bağrışları, zaman zaman hiddeti, zaman zamansa küçücük bir çocuğun, savaşın ortasındaki şaşkın bakışlarında kayboluşları var. Ama ne gariptir ki, savaşı çıkaran da biz, savaşı bitirip barış tohumlarını eken de...
İşte bugün sizi, silahla, bombayla tünelin sonundaki karanlık olanlarla; sanatla, fikirle, sevgiyle ışık olanların yaşadığı bir coğrafyaya, Suriye`ye, yani iyinin ve kötünün derin çizgilerle çizildiği, başımızı kaldırdığımızda çok da uzakta olmayan ama bir o kadar da uzak olan o coğrafyaya götürmek ve bir dostumla, Issa Touma ile tanıştırmak istiyorum.

Issa, Halep merkezli bir fotoğraf sanatçısı ve küratör, ama dünya basını onu önemli başkentlerde yaptığı cesur konuşmalarla, Londra`daki Victoria&Albert Müzesi`nde olmak üzere birçok uluslararası koleksiyonda yer alan çalışmaları ve uzun yıllardır devam ettirdiği kurucusu olduğu „Halep Fotoğraf Festivali“ ile tanıyor. Ne yazık ki bazı coğrafyalarda, Sanat, sadece savaş sırasında değil, savaştan önce de ve bir gün barış o topraklara uğrasa da her zaman zor olandır. Ama belki de barış tam da bu noktada başlıyordur, zor olanı başardığınızda. İşte! Issa da savaştan önce birçok zorlukla karşılaşmış olsa da savaşın getirdikleri içinde, ülkesini terk etmeden, halkını, her gün karşılaştıkları „ölüme“ alışmalarını engellemek, en önemlisi de herkesin hakkı olan Barışın kardeşi Sanat ile buluşturuyor, Sanatın olduğu yerde savaştan söz edilemeyeceğini en iyi bilenlerden biri olarak.


Ve tabii ki KADINLAR...
Ne güzel şeydir kadın olmak, sevmek, sevgiyi içinde büyütmek, emek vermek: kendine, tüm dünyaya ve ne kötü şeydir kadının, kendi içinde büyüttüğü, emek verdiğinin nefretinde ilk feda edilen olması. Mesela; Arap Suriyeli, Sünni Müslüman Dima ya da Ermeni Suriyeli, Ortodoks Laure ya da Kürt Suriyeli, Yezidi Zanous ve birçokları gibi İNSAN olduğu unutulup, her seferinde etnik kökeni, dini inanışı en çok da KADIN olduğu hatırlanan, hatırlandığı için de kısıtlanan, dövülen, hor görülen, öldürülen... Nitekim 26 Nisan 2015 tarihinde Halep`te büyük saldırı açıklandığında Dima, Laure, Zanous gibi birçok kadın, etnik kökenlerine göre yetkililerce belirlenmiş kıyafetler içerisinde, Issa`nın 2012 yılında, gençlerin sanat için özgür alan bulmaları için açtığı, „Le Pont Galeri“`ye sığınmış, bir parça da olsa hala içlerinde barındırdıkları özgürlüğe duydukları umut ve hiçbir zaman yanlarından eksik olmayan korkularıyla... Saldırılar sürerken ise Issa, galerisine sığınan bu kadınların kriz boyunca yaşadıklarını, dayanışmalarını, korkularını, umutlarını, hayallerini... kayıt altına almış ve „Kadınlar Biz Henüz Kaybetmedik“ projesiyle onların bu hikayelerini kitaplarla, sergilerle, yaptığı sunumlarla dünyanın başka kösesindeki insanlarla buluşturmuş buluşturmaya da devam ediyor, hikayelerin sahiplerinin çoğunun artık hayatta olmadıklarını bilerek...

Aslında hepimiz ne yaparsak yapalım kocaman bir tünelde uçsuz bucaksız bir karanlığa doğru yol alıyoruz, kimimiz ışığı ararcasına olduğumuz yerde çırpınırken, kimimiz hiç kimseye değmemek için sessiz sedasız yaşıyor, kimimizse Issa gibi, bu dünyadan geçmiş diğer kahramanlar gibi, belki de en büyük bedeli kendilerinin ödeyeceğini bilerek, tüm sessizliğe inat, adete karanlığı yırtarcasına avazı çıktığı kadar bağırıyor: haksızlığa, savaşa, eşitsizliğe...; ışık oluyor: karanlığa, hayata, insanlığa... İşte! Sırf bu yüzden, sessizliğinle karanlığın içinde daha da karanlık olmamak için, geç olmadan, Tünelin Sonunda Işık Yoksa Tünelin Başındaki Işık Sen Ol!!

Not: - Issa Touma`nın fikirlerinin yer aldığı ve „Kadınlar Biz Henüz Kaybetmedik“ isimli projesinde ismi geçen kişilerin hikayeleri bir sonraki yazımda yer alacak...